Uzm. Dr. Özlem GÜL KIRKAŞ, “Lösemi, halk arasında bilinen adıyla kan kanseri; çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülen kanser grubudur ve tüm kanserlerin %30'unu oluşturmaktadır. En sık 2-5 yaş arasında görülmekte olup, Türkiye’de 16 yaş altındaki çocuklarda her yıl 1200-1500 yeni tanı bildirilmektedir.
Löseminin nedenleri arasında radyasyona ve kimyasallara maruz kalma, bazı genetik hastalıklar, virüsler ve teknolojik aletlerin kullanımı bulunmaktadır. Hastalar, uzun süren, antibiyotiklere cevap vermeyen ateş, zayıflama, kemik ağrısı, diş eti ve burun kanamaları, vücutta travma olmaksızın ortaya çıkan morluklar, boyunda, koltuk altında ve kasıklarda ele gelen şişlik, yürüyememe, karın şişliği ve çabuk yorulma gibi şikâyetlerle başvurabilirler.
Lösemide hastaların erken dönemde tanı alabilmeleri oldukça önemlidir. Bu nedenle az önce bahsettiğim şikâyetler varlığında mutlaka doktora başvurulmalı ve kan sayımı yapılmalıdır. Kan sayımı sonrasında periferik yayma ve kemik iliği incelemesi, yani kan hücrelerinin mikroskop altında incelenmesi, tanının netleşmesi açısından değerlidir. Lösemi öncesi tanı koydurucu bir tarama testi bulunmamaktadır.Tanı konulduktan sonra hemen tedaviye başlanmalıdır. Tedavide en önemli olan kemoterapidir; bu tedavi ağızdan ya da damar yoluyla verilebilmektedir. Lösemi tipine göre radyoterapi, akıllı ilaçlar ve kök hücre nakli de tedavi seçenekleri arasında yer almaktadır. Geçmiş yılların aksine lösemiler günümüzde tedavi edilebilir hastalıklar grubunda yer almakta ve tedavi başarısı %85’lere ulaşmaktadır. Tedavi süresi löseminin tipine bağlı olmakla beraber, en sık gördüğümüz akut lenfoblastik lösemide iki yıl sürmektedir.
Lösemili çocuklar, aldıkları tedavi ve hastalıkları nedeniyle bağışıklıkları düşüktür; enfeksiyonla mücadele edebilmeleri zordur. Bu nedenle çocuklar, etraflarındaki mikroplardan korunmak için maske takmaktadır. Lösemi bulaşıcı bir hastalık değildir. Bizler hastanede ilaçlarla tedavi sağlamaya çalışırken, aynı zamanda hastalarımıza ve ailelerine manevi destek de vermeye gayret ediyoruz. Moral, motivasyon, sevgi ve umut, hastaların iyileşme hızlarını artırdığı gösterilmiştir. Unutmayalım ki bir çocuğun hayatı çok değerlidir; sevgi ile küçük kalplere hep birlikte destek olalım. Herkese sağlıklı günler dilerim.” dedi.