Bu yıl ülkemizde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde geçebileceğini belirten Prof. Dr. Mehmet GÜL, “ Zorunlu kalmadıkça günün sıcak saatlerinde dışarı çıkılmamalıdır. Özellikle 10:00-16:00 saatleri arasında 4 yaşından küçük çocuklar, yalnız yaşayan 65 yaş ve üzeri yaşlılar, bakıma ihtiyacı olanlar, hamileler, aşırı kilolular, açık alanda çalışanlar, kronik hastalığı olanlar ve sürekli ilaç kullanan kişiler doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalıdır. Sıcak hava dalgasının yaşandığı günlerde ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalı, spor aktiviteleri sabah ve akşam saatlerinde yapılmalıdır. Gölgede kalmaya özen gösterilmeli, şapka ve güneş gözlüğü kullanılmalı, kapalı alanlar iyi havalandırılmalı ve koruyucu faktörü yüksek güneş kremi kullanılmalıdır. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı, mümkün değilse ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir. Sağlıklı sıvılar tüketilerek vücudun sıvı kaybı dengelenmelidir. Her sağlıklı kişi günde 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su tüketmelidir. Baş ağrısı, aşırı yorgunluk, şiddetli kas ağrıları, yüksek ateş, mide bulantısı, havale geçirme ya da bilinç kaybı semptomları ile birlikte cildinin sıcak ve kuru olduğu fark edilen bir hastanız varsa hemen en yakın sağlık kuruluşuna götürülmeli ya da 112 acil çağrı merkezi aranarak ambulans çağrılmalıdır. Yardım için beklerken hasta serin bir yere alınmalı, sırt üstü yatırılmalı, ayakları kaldırılmalı ve hastanın üstündeki giysiler çıkarılmalıdır. Islak bir havlu ya da sprey yardımıyla hastanın koltuk altı, kasık ve dirseklerine soğuk uygulanarak vücut sıcaklığı düşürülmeye çalışılmalıdır. Hastanın bulunduğu ortam soğutulmalı, vücut ısısı 40°C ‘nin üzerine çıkarsa buz veya ıslak bezle soğutma işlemi yapılmalıdır. Vücut ısısı 39,5°C ‘nin altına düşen hastanın aktif soğutma işlemi kesilmelidir. Hastaya asetilsalisilik asit veya parasetamol gibi ateş düşürücüler verilmemelidir.” dedi.