Hastanemizin Meme Ünitesi Klinik İdari Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali ERYILMAZ ve Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül ALTUNKESER, “1- 31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı ” dolayısıyla önemli bilgilendirmelerde bulundu.
31 Ekim 2023


Hastanemizin Meme Ünitesi Klinik İdari Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali ERYILMAZ ve Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül ALTUNKESER, “1- 31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı ” dolayısıyla önemli bilgilendirmelerde bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla 1-31 Ekim tarihleri arası, Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak belirlendiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ali ERYILMAZ; “Ekim ayında tüm dünyada meme kanseri farkındalığı oluşturmak için sivil toplum örgütleri, sağlık otoriteleri, sivil yönetimler tarafından yürüyüşler, koşular, çeşitli yapı ve binaların pembe ışıklandırılması, bilgilendirme toplantıları, pembe kurdele takılması gibi çok sayıda etkinlikler yaparken; yazılı ve görsel basında da meme kanseri farkındalığı ile ilgili birçok haber gündemde oluyor.

Burada amaç meme kanseri farkındalığı ile meme kanserini önlemek ve erken teşhis oranını arttırmaktır. Erken teşhisin hayat kurtarıcı olmanın yanında organ kaybını önleme, gereksiz fazladan tedavilerden kurtulma ve hayat kalitesini arttırma gibi faydaları bulunmaktadır.

Ülkemizde meme kanseri taramalarında ciddi mesafeler kat edildiği kanaatindeyim. Erken tanı için, 20-40 yaşları arasında ayda bir KKMM (Kendi Kendine Meme Muayenesi) yapmalı, yılda bir kez hekim tarafından Klinik Meme Muayenesi olmalıdır. 40-69 yaşları arasında 2 yılda bir mamografi çektirilmelidir.

Ailesinde meme kanseri öyküsü veya genetik geçişli kanser varlığı olan kadınlarımız için taramada, meme ultrasonografi (USG) ve mamografi (MG) ‘ye ilave olarak meme MR’ ının da kullanımı tavsiye edilmektedir. Anamnez muayene ve mamografisinde kanser şüphesi olan hastalarımız için meme ultrasonu ve gerekli ise meme MR’ı çekilir, ultrason eşliğinde biyopsi alınarak tanı konur.

Meme kanserinin %5-10’u ailesel, genetik geçişli olmaktadır. Erken yaş meme kanseri olan, ailesinde meme kanseri ile ilişkili kanser veya kansere yol açan genetik mutasyonu olan kişilerde genetik danışmanlık ve genetik araştırmalar yapılmaktadır. Bu hastalarda meme kanseri görülme riski 2-5 kat daha fazladır.

Meme kanseri tanısı alan hastanın, Cerrahi tedavisi, Kemoterapisi ve gerekli ise Radyoterapisi yapılmalıdır. Ameliyattan sonra 5 yıllık takipleri olacak, ilk 2 yıl 3 ayda bir kez, kalan 3 yılda da 6 ay da bir kez düzenli olarak kontrollerine gelmesini öneriyoruz.

Meme Kanseri tarama standartlarına göre ülkemizde 40-69 yaş arasında Mamografi ile tarama yapılmaktadır. Bu yaş aralığı Sağlık Bakanlığı’mızın kabul ettiği bir yaş aralığıdır. Fakat 75 yaşında meme kanseri tanısı ile opere ettiğimiz hastalarımız var. Sağlık Bakanlığımız Bilimsel veriler ışığında değerlendirmelerde bulunacak ve Tarama yaşı üst sınırının 75 yaşına doğru yükseltileceği kanaatindeyim. Meme kanseri açısından takip etmeyelim diyeceğimiz bir yaş sınırı olmamakla birlikte, düzenli takiplerinde her hangi bir sıkıntısı olmayan kadınlarımızdan 80 yaş üzeri olanların takibi bırakılabilir kanaatindeyim.

Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de yaygın olarak görülüyor. Kanser istatistiklerine göre, ülkemizde tüm yaş grupları değerlendirildiğinde kadınlarda saptanan tüm kanserlerin %24.9’uyla, en sık rastlanan kanserdir. Meme kanseri her 100.000 kadının 43’ünde görülüyor.

Ülkemizde batı toplumlarından farklı olarak genç yaş meme kanseri daha sık görülmektedir. 100 meme kanserinde %19,2’i 40 yaş altındadır. En sık 40-50 yaş aralığında görülmektedir (%31). İlk 50 yaşta meme kanseri görülme sıklığı %50 civarındadır.” dedi.

Doç. Dr. Ayşegül ALTUNKESER; “Meme kanseri dünyada ve Türkiye’de yaygın olup, her kadının yaşam boyunca yaklaşık %13 gibi bir oranda meme kanserine yakalanma riski bulunmaktadır. Bu nedenle kadınlarımız bu konuda dikkatli olmalıdırlar. Yaştan bağımsız olarak, genç yaşlarda da meme kanserine rastlayabiliyoruz. Özellikle genetik bir yatkınlık varsa bu durum daha da önem kazanıyor. Meme kanserinin genetik yönü sebebiyle tarama yöntemi olarak meme MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme) özellikle genetik yatkınlığı olan bireylerde önemli bir endikasyona sahiptir.

Meme kanserinde erken tanı çok önemlidir. Tanı ve tarama amaçlı kullandığımız mamografi (MG) ve ultrasonografi (USG) efektif ve kolay ulaşılabilir görüntüleme yöntemleridir. Bunun önemini vurgulamak isteriz.” dedi.